Atina ,dünyada sürekli yaşamın olduğu en eski kentlerden biri, felsefe ve bilim konusunda antikçağda dünyanın merkezi olmuş şehir. Olimpiyatların da ilk kez düzenlendiği kent olma özelliğini taşıyor.
Avrupa ‘da görmek isteğim bir çok şehir varken Atina ‘yı bir ara giderim düşüncesiyle erteliyordum.
Sıcacık insanları, tarihi dokusu, yemekleri ile Atina’yı tanıdıktan sonra, tekrar gelirim,burda yaşarım şehirlerime ekleyiverdim.
Küçük ve gösterişsiz Atina hava alanı ‘ndan çıkışta sıcacık bir nisan havası bizi karşıladı. İlk defa bu kadar plansız bir seyahate dahil olmanın keyfi ve hafifliğiyle merkeze ,Syntagma meydanı’na en uygun fiyatlı transfer olan X95 numaralı otobüsü bulmaya çalıştık. Otobüs durağı ,hava alanı çıkış kapısının hemen ilersindeydi ve şehir merkezine gitmek için otobüse binişimiz esnasında kişi başı 7 euro ödedik. Yolculuğumuz yaklaşık 1 saat sürdü.
Atina Uçak biletlerimizi, her zamanki gibi çok önce bir tarihte, uygun fiyatlı olarak Pegasus Havayolları’ndan satın aldık.Konaklama için, booking.com sitesi üzerinden Plaka bölgesinde , konuk değerlendirme puanı yüksek olan Athen’s Way Lofts Apart ‘tan Zeus tapınağı manzaralı bir daire kiraladık.Dairemiz fiyatına göre oldukça iyiydi.Çok temizdi.Merkezi konumdaydı ve tüm eşyalar yeniydi.
Mutfağımızda; buz dolabı, kahve makinası, ocak ve diğer mutfak malzemelerinin hepsi vardı.Dairemiz günlük olarak temizlendi,havlu ve çarşaflarımız iki günde bir değiştirildi,özetle konakladığımız apart daireden çok memnun kaldık.
Hava alanından bindiğimiz otobüsten şehrin en merkez noktası olan Syntagma Meydanı durağında indik.Otelimiz buraya yürüme mesafesinde olan Plaka bölgesindeydi. Telefonumuzun harita uygulamasını kullanarak otelimizi 15 dakikalık yürüyüşle kolayca bulduk ve hızlıca yerleştik.
Atina’da hayat Plaka Bölgesi civarında dönüyor, sokaklar cıvıl cıvıl hediyelik eşya dükkanları, restoranlar ve kafelerle dolu.Bazı restoranlarda akşamları canlı müzik oluyor ,dinlemeye değer çok keyifli.
Yemekler, çoğunlukla meze ve deniz ürünleri ağırlıklı.Çok çok lezzetli ve hemen hemen her restoranda aynı kalitede balık ,meze ,salata çeşitleri bulmak mümkün.Özellikle musakka, kızarmış patlıcan,kızarmış kabak,souvlaki denilen döner, ahtapot ızgara, karides, kalamar, bayılarak yediklerimizden oldu.Fiyatlar adalara göre biraz fazla , başkent olması sanırım bunda önemli bir faktör.
Akşam yemeği için ,içecek dahil kişi başı ortalama 10-15 euro civarı ödedik.
Sabah kahvaltımızı , Parthenon manzarasıyla yapmak istediğimiz için bir kaç sabah üst üste ,kruvasan ve çok sevdiğimiz espresso latte ile ,Cafe Vergnano’da yaptık.
Akropolis;
Medeniyetin başladığı yer olarak tanımlanıyor,neredeyse Atina ‘nın her noktasından görülebilecek şekilde en yüksek tepeye konumlandırılmış. Zaten kelime anlamı da yukarıda bulunan şehirmiş.
Antik çağda, yöneticilerin yaşadığı hükümet merkezi,eğitim binaları ve tapınaklar şeklinde tasarlanmış. Geçmişi ,neredeyse 3000 yıl öncesine dayanıyor.Bir çok savaşa,ve şiddetli depremlemlere dayanarak ,ara ara restorasyonlarla günümüze kadar gelmiş.
Plaka bölgesindeki çarşının ortasında bulunan Akropolis Müzesi’nin önünden, tepeye doğru yürüyerek Akropolis’e ulaşılıyor.
Giriş bileti ,sadece Akropolis için kişi başı 20 euro ilken şehirdeki birkaç yapının girişini de içerecek şekilde kombine halde alınırsa kişi başı 30 euro tutuyor.
Biz kombine bilet almayı tercih ettik.Bileti ilave olarak yalnızca,içinde Apollon tapınağı’nın da yer aldığı Antik Agora ‘ya girişimiz için kullandık.Biletin kapsadığı diğer yerler zaten içeriye girmeye gerek olmayan dışarıdan görülebilecek anıt ve yapılardı.Kombine bilet alma kısmı düşünülebilir.
Akropolis girişinden tepeye doğru taşların ve eski yapıların arasından keyifli bir tırmanışla yürüdük, nisan ayı olduğu için hava güneşli ama çok sıcak değildi ,tepeye tırmanışta zorlanmadık.Hava sıcaklığının arttığı yaz döneminde tırmanış için sabah erken saatler tercih edilerek güneşin kavuruculuğundan korunmak mümkün olabilir.
Hani o fotoğraflarda, hatta şehrin neresinden bakarsanız bakın göreceğiniz tepenin üzerindeki büyük yapı var ya, aslında o bina Akropolis değil. Akropolis bu açık hava müzesinin adı.Tepedeki binanın ismi Parthenon.Girişteki büyük kapı Propylaia,Üzerinde kadın figürleri Karyatid heykelleri olan Erektheion, ilerlerken göreceğiniz büyük tiyatro ise Herodes Atticus Tiyatrosu.
Erektheion Tapınağının taşıyıcı kolonları olan kadın heykellerinin orjinallaeri Akropolis müzesinde sergileniyor,buradakiler birebir kopyaları.
Bu heykeller, Eski Romalı Mimar Vitruvius’a göre; şehirlerinin M.Ö. 480’de Persler’in tarafını tutmasından sonra ağır işlere mahkum edilen Karyalı kadınları anlatıyormuş.
Bu kadınlar, eşleri savaşta olduğu için şehirlerinde erkeklerin üstlendiği tüm işleri yerine getirmek zorunda kalmışlar ve hep onların dönmelerini beklemişler.
Akropolis Müzesi ,eski şehrin arkeolojik kalıntılarının üzerine platformlarla ,kısım kısım tarihi doku görülecek şekilde inşa edilmiş.Yürüdüğünüz cam tabandan aşağıya bakınca ,bölmeler,odalar ,pişirme alanları, çömlekler görüyorsunuz.İçine bozuk para atılan dilek kuyuları var.Dileğimi dileyip, bozuk paralarımı bu çukurların içine denk getirmeye çalışırken ben çok eğlendim.
Erektheion Tapınağındaki Karyatid heykelleri ‘nin orjinalleri,Akropolis müzesinde gerçekten özenle korunmuşlar.







Atina Şehri ile ilgili aktarmak istediklerim özetle;
* Yaz aylarında,tarihi bölgeler açık hava müzesi halinde olduğu için ,gezerken biraz bunaltıcı olabilir.
* Hava alanından merkeze X95 numaralı otobüs ile ulaşım ekonomik ve rahat.
* Metro kullanmadan da şehrin önemli noktaları yürüyerek rahatça gezilebiliyor.
* Yeme içme fiyatları ,adalara göre %25 kadar daha fazla,lezzetler aynı şahanelikte.
* Plaka bölgesinde Daphne Restoran ve Diagones Restoran ortamları ve fiyat lezzet dengeleri mükemmel,denenmeli diyorum.
* Konaklama için ,Plaka bölgesi ve civarında apart oteller uygun fiyatlı ve oldukça konforlu
* Syntagma Meydanı’nın aşağı kısmında kalan Ermou caddesi, lüks markaların bulunduğu İstiklal Caddesi tarzında,şehrin en popüler caddesi diyebilirim.
En sevdigim sehirlerden biri Atina. Ne de guzel anlatmissiniz
BeğenBeğen